NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
حُسَيْنُ
بْنُ عَلِيِّ
بْنِ الْأَسْوَدِ
أَنَّ
يَحْيَى بْنَ
آدَمَ حَدَّثَهُمْ
عَنْ أَبِي
شِهَابٍ عَنْ
يَحْيَى بْنِ
سَعِيدٍ عَنْ
بُشَيْرِ
بْنِ يَسَارٍ
أَنَّهُ
سَمِعَ نَفَرًا
مِنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالُوا
فَذَكَرَ هَذَا
الْحَدِيثَ
قَالَ
فَكَانَ
النِّصْفُ
سِهَامَ
الْمُسْلِمِينَ
وَسَهْمَ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَعَزَلَ
النِّصْفَ
لِلْمُسْلِمِينَ
لِمَا
يَنُوبُهُ مِنْ
الْأُمُورِ
وَالنَّوَائِبِ
Bûşeyr b. Yesâr'dan
(rivayet olunduğuna göre):
Kendisi Nebi (s.a.v.)'in
sahabilerden bir cemaatı (şöyle) derlerken işitmiş:
(Büşeyr burada
işittiklerini naklederken aynen) şu (bir önceki 3010.) hadisi zikretmiş ve
(Hayber gelirinin) "yarısı müslümanların ve RasûluIIah (s.a.v.)'in idi.
(kalan) yarısını da müslümanların karşılaşacağı işler ve ani ihtiyaçlar için
ayırmıştı" demiştir.
İzah:
Musannif Ebû Dâvud bu
hadisi 3010 numarada mürsel olarâk nakletmişti. Burada ise Bûşeyr'in bu hadisi
almış olduğu sahabiler topluluğunu da vermek suretiyle aslında bu hadisini
merfû ve muttasıl olduğuna işaret etmek istemiş, sahabenin herbiri güvenilir
kimseler olduğundan isimlerini zikretmeye lüzum görmemiştir.
Bu hadis-i şerifte de
bir önceki hadisin şerhinde açıkladığımız gibi, Hz. Nebiin Hayber topraklarının
yarısını müslümanlara ayırıp ondan humusu çıkararak hak sahiplerine verdikten
sonra, kalanı tüm Hudeybiye mü-cahidlerine bölüştürdüğü ve bir mücahid olarak
bundan kendisinin de hisse aldığı kalanyarısmı ise harbe giren ya da giremeyen
tüm müslümanların karşılaştıkları hâdiselerin halline, elçilerin ağırlanmasına
ayırdığı ifade edilmektedir.
Bir önceki hadisin
şerhinde açıkladığımız gibi, Hz. Nebiin ailelerinin herbirinin zaruri
ihtiyaçları da müslüman bir ferd olarak bu ikinci yarıdan karşılanmıştır.